Psikoloji

Kısır Döngü

Öğle yemeği için en üst katta bulunan salatalarıyla ünlü bir mekana geçti. Duvar tarafında uzunca ,ince kum saati biçiminde siyah demirden yekpare bir sütunun üzerine oturtulmuş yuvarlak bir masaya yaklaşarak kenarındaki sandalyelerden birini çekip sakin bir hamleyle sandalyeye yanaştı. Çevresindeki hayranlık ve kıskançlık karışımı bakışların farkına varmaksızın sipariş vermek için çalışanlardan birine bakındı. O sırada Banu’yu fark edince ayağa kalkıp el sallayarak kendisini fark etmesini sağladı ,birbirlerine gülüşerek yaklaşıp kucaklaştılar. ,Banu da Şule’nin yanındaki sandalyeye çöktü. Hemen bir şeyler sipariş ettiler.
Banu :-Açıkçası öğlen çıkıp çıkamayacağımdan emin değildim, bugün Nihat beyin istediği raporları tamamlayamadım henüz ,ama seni görmek istedim ,dün akşam öyle kısaca bir mesajdan sonra içim rahat etmedi.
Şule:-Gece uyku tutmadı çok yoruldum Banu bir çıkış yolu arıyorum ama her yöneldiğim, çıkmaz sokağa çıkıyor. Ortaokuldan beri bize dayatılan saçma bir düzenin kuralları yüzünden yaşadık ilk kavgamızı ,belki de bu yüzden senin gibi bir dostu hiç kazanamayacaktım ,sonra lise yılları ,hedefimizi bile ailelerimiz belirlemişti. Üniversite sonuçları açıklandığında Boğaziçi Üniversitesi dediğimde yakın çevrem çok sevindiği halde annem babam burun kıvırmıştı bölümüme yetersiz ve memnuniyetsiz yüz ifadeleri kabusum oldu. Hep samimiyetsiz ilişkilerin adresi oldum. En yakınlarım ,gelecekte adını hatırlamakta zorlandığım yabancılara dönüştü. Yanlış giden bir şeyler var. Ne olduğunu anlamıyorum ,bazen departmanda köşe buluşmaları yapan iki üç kız grubunun adımı söylediğini duyuyor ,baktıklarımda hepsinin aynı anda gülümsediklerini görüyorum. İletişim kuramıyorum ,ben başka şeyler düşünürken onların dünyalarına giremiyorum ki bilirsin kız grubumuzda hepimiz birbirimize bağlı ve çoğu sosyal sorumluluk projelerinde en aktif en başarılı öğrencilerdik. Bir dünya kişisel gelişim ,iletişim teknikleri, sosyal ve etnik etkileşim seminerlerinde alanında uzman kişilerin çevresinde koşturup durduk ve sonuç :-Sen Nihat beyin sağ kolu ben de Kemal bey ve Suna hanım arasında mekik dokuyup terazi görevi üstlenen, ana dili gibi üç lisan konuşup ,SPK sınavlarında derece yapıp ,istatistik konusundaki tezimle uluslar arası ödül alarak Kemal beye getirilen kataloglar arasından rolex mi hublot mu ,piyasada daha etkili diye en yeni saat modellerinden en havalısını bulmaya çalışıyorum. Üstüne üstlük, Esra‘nın her karşılaştığımda gözlerinden ,ateşler saçan nefretiyle hazırladığı sunumları onaylamak zorunda kalmaktan çok yoruldum.
Banu :- Şule’cim, oysa ki ütüsü hiçbir zaman bozulmayan kıyafetler içinde ,çoğu modeli işsiz bırakacak nitelikte duruşun ,fiziğin ,plazanın en gözde departmanında yaşına göre en üst pozisyonda olman.. .diye devam ederken
Şule ;-Banu sen beni dinledin mi ?diye çıkıştı.
 Banu:-‘Ben dışardan bir göz olarak sadece nerde olduğunu ifade etmek istedim ,sence biraz şımarıklık yapmıyor musun? İşe başladığından beri hırs, etiket ,yükseliş arzusuyla kendini şikayet ettiğin sistemin lokomotifi haline dönüştürdün ,yükseldikçe elindeki sertifikaları ,başarı belgelerini arttırdıkça daha da azalıyor ,yalnızlaşıyorsun .Şule neyi şikayet ediyorsun yanında içtenliğine inanmadığın insanların -‘boşver ,seni kıskanıyorlar’ avutmalarına mı, ilişkilerindeki her başarısızlığın nedenini bu yüksek egoyla doldurulmuş kıskançlık duygusuna mı bağlıyorsun, kendinde “hiç hata olmayacak kadar mükemmellik” algını zedeleyen her olumsuzlukta, başkalarını hedef göstermekle mi kaçıyorsun ? Şule sinirle masadan kalktı
-Sen de onlardan farksız değilsin ,sürekli eksiğimi arıyor ve en ufak açığımda eleştirmek için fırsat kolluyorsun ,çünkü geldiğinden beri en gözde departman en başarılı pozisyon diye zırvalayıp duruyorsun ,her şeyini kariyere bağlamış, insanlığından git gide uzaklaşmışsın diyerek masadan doğruldu ayağa kalkıp sinirle eşyalarını toparlamaya başlamıştı. Banu son bir atak yaparak -Evet bayan mükemmel ,şikayet ettiğin o insanlar gibi ,hep duymaya alışkın olduğun cümleler kurmuyorum ,seni gerçeklerle yüz yüze bırakıyorum diye mi bu tavrın ,böyle devam edersen işyerindeki profesyonel yaklaşımın ,gelişmiş kültür birikimin ,olgun duruşun, mükemmel detaycılığınla zirvede ama yanında sana içtenlikle ,çıkarsız yaklaşan bir dostun
 olmadan buruşmaya mahkum kalacaksın ve böyle devam edersen başarılarını değil hastalığını konuşacaklar.
Şule sinirle kalktı ve ofise yöneldi. Banu’nun söyledikleri onu daha da kamçılamıştı. Ofise girdi çalışırken kullandığı gözlüklerini taktı ve daha da güdülenmiş bir şekilde yarım kalan projesinin son istatistikleri için asistanının dahili numarasını arayarak odasına gelmesini rica etti. Sevil birkaç dakikaya odaya geldi. Şule’nin sinirden kıpkırmızı kesilmiş yanaklarını ve büzülmüş dudaklarını görünce bir hata yaptığını düşünerek tedirginlikle yaklaştı .Şule ,sabah ten renginden gün ışığında asla fark edilemeyecek koyulukta yeni bir fondöten kullanmış ,geç kalma ihtimalinden dolayı değiştirmemişti .
Sevil’in ona tedirgin bakışlarını görünce içinden “kesin fondotenimin uyumsuzluğunu farketti, onun için garip garip bakıyor kendince alay ediyor, belli ki bunu söylemek için kavranıp duruyor. Ona bunu söylemesi için fırsat vermeyeceğim diyerek,
-Sevil ,Kemal beyin çalıştığı dosyanın ,ek kısmındaki bütün grafiklerin raporunu yarına kadar dosya halinde bekliyorum ere ve son olarak kuaförünü mü değiştirdin?
-Hayır Şule hanım, yıllardır tanıdığım kuaför ,-hmm bilmem kesimi biraz demode geldi ,neyse iyi çalışmalar diyerek kibarca kapıyı işaret etti gözleriyle. Sevil anlamsız bir şekilde ,az önce içinde bulunduğu diyaloğun odak noktasını yakalamaya çalıştı. Şule’yi ilk başlarda anlayışlı bir amir olarak
 tanımıştı. Son zamanlarda aşırı gergin ve sinirli çıkışlarına rastlıyor. Ona karşı daha mesafeli olmaya çalışıyordu.
Şule gözlerini uzun zaman ekrandan ayırmadığı için bunalmış ,soluklanmak için kahve makinasının yanına gitmeye karar vermişti ,belki birkaç kişiye rastlar çıkışta bir şeyler yaparız diye düşündü .Nihal ve Bengü ‘nün masalarının önünden geçerken kızlar kahve molasına ne dersiniz diyerek ,üç -dört iskemleli kahve makinesi ve atıştırmalık birkaç ürün bulunan standın yanına gittiler. Şule ,nasıl gidiyor kızlar ,yoğun bir tempo çok bunaldık akşam bir yerlere çıkalım mı dedi, kızların ikisi de kendince bahaneler bularak kibarca reddettiler çünkü Şule onlara amiri gibi davranıyor ,iş ilişkilerinin dozunu günlük hayata da taşıyordu daha önce birkaç kez konser ve sinema buluşmaları olmuş Şule her defasında ofisteki pozisyonuyla aynı mesafede ve aynı hitap şekliyle davranmıştı ,ileriye giderse onların gözünde otoritesini kaybedeceğini düşünüyordu.
Kahvesini bitirdikten sonra masasına geri döndü. Acaba Banu haklı mıydı ?Herkes nasıl bu kadar kötü olabilirdi ,bütün dünya birlik olmuş benim eksikliklerimi arıyor olabilir mi acaba diye çılgınca düşünceler kemirmeye başladı beynini. Çıkış saati yaklaşmış günlük işlerini bitirmişti .
Kemal bey çıkarken Şule‘nin odasına uğradı- Şule ’cim, senin fikrine güveniyorum bugün eşim için özel bir gün ve ona sürpriz yapmak istiyorum bir çanta almayı düşünüyorum ,sence fendi mi Gucci mi
 tercih etmeliyim dedi .Şule zoraki bir gülümsemeyle ;- Eşinizin tarzına fendi daha uygun olur ,yeni çıkan modellerine bayılacağından eminim dedi ve bilgisayarını çantasına koyarken Kemal bey -Şule ,en zeki en donanımlı çalışanımsın ama son zamanlarda yorgun olduğunu hissediyorum biraz dinlenmek istersen projenin tamamlanmasının ardından izin kullanabilirsin ,dedi.
Şule -Teşekkür ederim ,bu konuyu düşüneceğim diyerek askıdaki trençkotuna uzandı .Kemal bey iyi akşamlar diyerek kapıdan uzaklaşırken ;
Şule -Vasıfsız adam ,daha eşini bile tanıyamıyor ,tek bildiği yakın çevresine gösteriş yapmak ,neymiş yorgunmuşum da ,bi dakika yerime de birisini düşünüyor galiba, yoksa bu yoğunlukta ne diye izin versin, kızlar da dışarı çıkma teklifimi kabul etmemişti, acaba merkezinde bulunduğum bir kurmacanın içinde sadece benim haberimin olmadığı bir şeyler mi dönüyor ,anlamalıydım Esra’nın bakışlarından evet yaa kesin Esra .Ayağımı kaydırmak için hepsi bir oldular .Ama Benim arkamdan iş çevirmenin bedelini ödeyecekler diyerek ofisi terk etti.
Ertesi gün mesai başlangıcından yemek molasına kadar yerinden kalkmadı. Öğle yemeği için en üst kata çıktığında Esra, Nihal ve Bengü’yü aynı restaurantta gördü hemen uzaklaşarak onları görmeyeceği ev yemekleri yapan bir mekan tercih etti .İçeride eş güdümlü çalıştıkları departmandan Serap ve Melike’ye rastladı. Kibarca gülümseyerek
 selamlaştılar. Kızlar Şule’yi masalarına davet ettiler. Kısa bir nasılsın seremonisinden sonra Şule ,aklını kemiren düşünceleriyle ilgili başkalarının olup bitenleri bilip bilmediğini öğrenebilmek için — Kızlar, bizim bölüm biraz yoğun Kemal beyle konuşup bir asistana ihtiyacım olduğunu söylemeyi düşünüyorum ,önce ekibimi kurup daha sonra onay için görüşmeler yapacağım ,benimle çalışmaya ne dersiniz ?Şule ,kızların çalışma prensiplerini biliyor ve güveniyordu.
Serap ,-Sizinle çalışmaktan memnuniyet duyarım ama farklı hedefler planlıyorum aktüerlik sınavları için hazırlanıyorum .Sizi yarı yolda bırakmak istemem dedi .Ardından Melike -Ben işe başlayalı bir senemi bile doldurmadım işe alışmaya çalışıyorum yeni bir görev tanımı için hazır mıyım ,tam olarak emin değilim ,dedi. Şule puzzle’ın parçalarını bir bir oturtuyordu kaybedecek hiçbir şeyi olmayan çalışanlar bile daha iyi bir pozisyonu reddetmişti demek ki kendisine bir güven kaybı vardı. Herkes onun bulunduğu yerde yetersiz olduğunu düşünüyordu. Ertesi gün arkasından kurulan bu komploya bir son vermeyi kararlaştırdı. İlk olarak Esra’yla yüzleşecek herkese haddini bildirecekti. Arkasından kuyu kazmanın ne demek olduğunu gösterecekti. Sabah açılış işlemlerini yaptıktan sonra Esra’nın asistanını arayarak görüşme ayarlamasını istedi Şule ,Esra’dan daha kıdemli ama görev tanımları birkaç farkla benzerdi. Esra ,Şule‘nin davetine anlam verememişti genelde farklı alanlarda çalışmayı tercih esiyorlardı.
 Mecburiyetten geldiği her halinden belli bir tavırla – Buyurun Şule hanım ,görüşmek istemişsiniz dedi. Şule’nin lafı uzatacak sabrı yoktu.-Esra hanım siz buyurun inceleyin ,yerini almak istediğin odaya bol bol bak çünkü sadece ben varken ve ben izin verirsem bu odaya gireceksin dedi.
Esra şok olmuş ve gerçekten bihaber Şule’ye dikti gözlerini.-Arkamdan çevirdiğin dümenleri anlamayacağımı mı sandın, önce bölümdeki tüm kızları yanına çekip daha sonra da Kemal beyle anlaşmayı düşünüyordun değil mi ,ne anlattın herkese ,benden nefret eder gibi bakıyorlar, sırf bir unvan daha alayım diye neler uydurdun? Esra hanım ,senin asıl yüzünü herkese göstereceğim ,diye tüm kinini kusmaya başlamıştı Şule .
Esra ilk şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra – Şule ,sen neyi kastettiğinin farkında mısın ,bana neden cephe aldığını bile anlayamıyorum benim senin pozisyonunla alakam bile yok.
Şule :-Belli bana sinir dolu bakışlarından, benimle dışarı çıkmak istemeyen çalışanların, sosyal medya hesaplarında seninle boy boy paylaşımlarından ,evet bunu en başından anlamalıydım .
Esra daha fazla dayanamayarak -Şule ,nasıl bu hale geldin ,duyduklarıma inanamıyorum. Evet sana kızgınım ,öfke doluyum çünkü tüm planlarımı alt üst ettin .Geçen sene sana güvenerek evimin yakınlarında bulunan başka bir firmayla görüştüğümü söylemiş ve referans olup olamayacağını sormuştum, sende yardımcı olabileceğini söylemiştin ve seni
 aradıklarında birlikte çalışmaktan çok memnunuz ,çalışanımızı kaybetmek istemediğimiz için Kemal bey bu konuda gerekli açıklamayı yapacaktır diyerek beni Kemal beyle yüz yüze bıraktın.
Şule araya girerek .-Çünkü aradıklarında Kemal bey yanımdaydı, üstelik yaptığın etik ilkelere de aykırıydı Esra ,bunu savunmayacaksın herhâlde?
-Etik mi hangi etik Şule ,benim hayatımın fırsatını kaçırmamı izlettin canlı canlı ,doğum yapalı 2 yıl oldu ve o sayende kaçırdığım firma evime 5 dakikalık mesafedeydi. Şule araya girerek:-O pozisyon senin için yetersizdi zaten.
-Buna sen mi karar veriyorsun benim için neyin doğru olduğuna sen mi karar veriyorsun, bu dünyada kariyerden çok daha önemli mevzular var Şule ,dünyaya nereden bakıyorsun Allah aşkına, dünya sadece senin için dönmüyor ,aşklar var ,sevgiler ,mesela güzel bir çiçeği koklamak var ,sevdiklerine sarılmak, güvenmek en yanındakilere ,sırtını dayayabilmek ,kahveni yudumlayacak dostlar edinmek ,riyasız hesapsız paylaşmak var kahkahalarını da ,yeri geldiğinde üzüntülerini de ve bunlar için hangi pozisyonda olduğunun önemi yok. Sen benim hayallerimi yıktın, çocuğumu kaydırağın diğer ucunda beklemek yerine İstanbul’un keşmekeş trafiğinde bekliyorum .Ne için senin etik bulmadığın bir başvuru için .Üstüne üstlük bu konu hakkında benimle konuşmaya bile tenezzül etmedin ve bütün bunlara rağmen sana nasıl bakmamı bekliyordun?
 Şule duydukları karşısında biraz mahcubiyet biraz da kırgınlık hissetti .Onu durmadan hiç bitmeyecek bir yarışın içine bırakıp vizyonu için sadece ilk üçü kullanacak ,diğerlerinin hiç olacak ve yarışı asla kazanamayacak olmalarının kimseyi ilgilendirmediği bir gerçeklikle burun burunaydı.
Bir hafta sonra Banu masasında bir zarf buldu, yemyeşil ağaçların arasında içinde ördeklerle dolu küçük bir akarsuyun üzerine kurulmuş masalarda birasını kaldırarak gülümseyen Şule‘nin fotoğrafını gördü. Yanında bir mektup; Canım dostum, yine çoğu zaman olduğu gibi haklıydın ,Çok yoruldum ve rüya gibi bir hafta yaşadım ,ananemin doğduğu köye geldim ,senin de bahsettiğin hayalini kurduğumuz gibi ,doğası gibi insanların da doğal olduğu çok şirin bir yer .Çorlu’yu geçince Pınarbaşı tabelasını takip et ,konum atacağım hafta sonu muhakkak bekliyorum .Bu arada Kemal bey istifamı onaylamamak için elinden geleni yapıyor, yeni hayatımın planlarını paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Sevgiler,..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

42 − = 36

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu