Film İncelemeFilm, Dizi ve Anime

Nereye Gidiyorsun, Aida? – Quo Vadis Aida

Film incelemesi: Çok çok az spoiler içerebilir.

“Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türk’tür, bu Bulgar’dır, bu Yunanlı’dır. Ben, vatan için öyle şeyler yaptım ki patron, tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim… Neden? Çünkü bunlar Bulgar’mış ya da bilmem neymiş… Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum: Hay kahrolasıca pis herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, ister Türk! Hepsi bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça, buna bile bakmamaya başladım. Ulan, ister iyi, ister kötü olsun be! Hepsine acıyorum işte… Boş versem bile, bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum, bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor, onun da tanrısı ve karşı tanrısı var, o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek… Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be… Hepimiz kurtların yiyeceği etiz…”

–Zorba-Nikos Kazancakis

 

Srebrenista soykırımı, Avrupa’nın göbeği denebilecek bir yerde gerçekleşmiş modern zamanın en büyük utanç kaynaklarından biridir. 1980 yılında Tito’nun ölümünden sonra giderek artan etnik çatışmalar ve ekonomik buhran sonucunda Yugoslavya 20 yıl sürecek kanlı bir dağılma sürecine girmiştir.  1995 yılının temmuz ayında, Bosna Hersek’in Srebrenista kentinde bu kanlı sürecin en korkunç anlarından biri yaşanmıştır.  Ratko Mladiç komutasındaki Bosna Sırp ordusu kente girmiş birçok sivili öldürmüştür. Asıl trajik kısmı ise bir UN(Birleşmiş Milletler) barış noktasında yaşananlardır. Jasmila Zbanic filminde özellike UN barış noktasında yaşananlara bir nebze ışık tutmaya çalışmış.

Nereye gidiyorsun, Aida? Bosnalı bir Hırvat olduğunu düşündüğüm ve savaş sürecinde UN’de çevirmen olarak çalışan Aida’nın ve ailesinin gözünden Srebrenista da yaşananları anlatıyor. Srebrenista ağırlıklı olarak Bosnalı Müslümanların daha sonra sırası ile Bosnalı Hırvat ve Sırpların birlikte yaşadığı bir kenttir. Bosna Sırp ordusunun kente girmesi ile insanlar taraflara ayrılmıştır. Bir sahne de Aida, Sırp tarafında yıllarca önce öğrencisi olan eski bir öğrencisi ile konuşur; diğer bir sahnede Mladiç ile Bosnalı sivillerin temsilcileri ile geçen bir konuşmada, Mladiç’in yanındaki askerlerden biri ile temsilcilerden biri liseden iyi arkadaş olduğunu söylerler.

Nereye Gidiyorsun, Aida? - Quo Vadis Aida
Nereye Gidiyorsun, Aida? – Quo Vadis Aida

Mladiç(Boris Isakovic), bana ilk gördüğüm andan itibaren Kıyamet filmindeki (Apocalypse now) General Kurtz’ü hatırlattı. Tabi büyük bir farkla. Kurtz, en azından nasıl bir canavara dönüştüğünün farkındaydı. Mladiç, gücü eline geçiren nerdeyse her insanda olduğu gibi kendi düşüncesin doğruluğundan en ufak şüphe duymayan, yaptığı her acımasızlığı zihninde rasyonel bir zemine oturtan, zihnindekileri de anlatmaktan çekinmeyen ve hatta karşınınkilerden tasdik bekleyen modern insanın bir özeti aslında. Fakat film Mladiç üzerinden değil Aida(Jasna Djuricic) üzerinden ilerliyor. Önceki hayatında öğretmen olan Aida, okul müdürü olan eşi Nihad ve iki oğlu ile normal bir yaşam sürmektedir. Bir flashback sahnesinde; herkesin Sırp, Hırvat, Müslüman ayrımı olmadan eğlendiği bir eğlence görürüz. Hatta Aida’nın da katıldığı bir saç güzelliği yarışması yapılır, insanlar birlikte eğlenir.

Nereye Gidiyorsun, Aida? - Quo Vadis Aida
Nereye Gidiyorsun, Aida? – Quo Vadis Aida

Nereye gidiyorsun, Aida? İsminden de anlaşılabileceği gibi çevirmen olmasının sağladığı ayrıcalıklarla belli bir hareket alanına sahip olan Aida’nın koşuşturmasını anlatıyor. Kendisini mi ailesini mi yoksa binlerce Bosnalıyı mı kurtaracak karmaşışının içerinde geçen bir koşuşturma. Bir noktadan sonra öyle çaresiz kalır ki; tek yapabileceğinin ailesini kurtarmak olduğunu düşünür ve tüm koşuşturmasını bu hedefe yönlendir. Mladiç’in ve ne yazık ki UN’in en az o kadar eş değerdeki yalanlarını da binlerce bekleyen insana çevirmek zorundadır. Bazen Mladiç mi yoksa UN mi daha tiksindirici diye düşünmeden edemezsiniz.

Filmin finalinde, savaşlar biter, her şey normale döner belki ama yaşananlar asla unutulmaz der gibi yönetmen Zbanic ve savaşlar insanların kendini değerli görme hastalığı sonlanmadığı sürece de bitmeyecek gibi.

 

“Yazık, artık insanın hiçbir yıldız doğuramayacağı zaman geliyor. Yazık, kendi kendini önemsiz, değersiz göremeyen en zavallı adamın zamanı geliyor.”

–Friedrich Nietzsche

 

Film Değerlendirmesi

Puanım - 8.5

8.5

Ortalama

Savaşlar biter, her şey normale döner belki ama yaşananlar asla unutulmaz der gibi yönetmen Zbanic ve savaşlar insanların kendini değerli görme hastalığı sonlanmadığı sürece de bitmeyecek gibi.

User Rating: 4.6 ( 1 votes)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

64 − 57 =

Başa dön tuşu