İki ayak üzerinde yürüme insanları nasıl bir evrime sürükledi?

First Steps isimli kitap, iki ayak üzerinde yürüme ‘nin insan anatomisi ve davranışı üzerinde derin etkileri olduğunu savunuyor. Başka hiçbir hayvan bizim yürüdüğümüz gibi yürümüyor. Diğer iki ayaklı türler arasında bile, teknik olarak hiç biri düz bir sırt şeklinde yürüyemez. Paleoantropolog Jeremy DeSilva’ya göre iki ayaklılığımız bizi diğer canlılardan ayırmakla kalmıyor; bizi insan yapan şey de aslında bu.

Bunu ya da bu özelliği – örneğin alet kullanımı ya da öz farkındalık – insanlığın tam da tanımı olarak öneren kitap sıkıntısı yok. Ancak sözde benzersizliğimizin çoğu bu geleneğe dayanmıyor. İlk Adımlar “First Steps”, kitabında DeSilva biraz daha farklı bir yaklaşım getiriyor. Yürüme şeklimizin, bir dizi tuhaf evrim sonucunda ortaya çıktığını iddia ediyor.

İki ayak üzerinde yürüme nasıl başladı?

DeSilva, araştırmalarına diğer dik organizmalarla iki ayaklılık yıllıklarına başlar. Tyrannosaurus ve eski timsah akrabaları, uzun, dengeleyici kuyruklar sayesinde iki ayak üzerinde nasıl hareket ettiklerini göstermek için yola çıktı . DeSilva, “iki ayaklılığın pek çok dinozor soyu için başarılı bir hareket olmadığını” iddia ediyor. Fakat DeSilva burada biraz yanılmış olabilir. Aslında Theropodlar iki ayak üzerinde yürüdüler ve hala kuş formunda bunu yapmaya devam ediyorlar. Ancak dinozorlarla karşılaştırmak tabi ki imkansız. İnsanların kuyruksuz yürüme şekli daha da garip. “Kabul etmeliyiz,” diye devam ediyor DeSilva, “insanlar bu konuda oldukça tuhaf.”

DeSilva, atalarımızın nasıl iki ayaklı hale geldiği hakkında öğrendiklerimiz konusunda okuyuculara rehberlik ediyor.

DeSilva, iki ayaklı mükemmelliğe doğru bir ilerleme yürüyüşü sunmuyor. Bunun yerine atalarımızın biraz daha çarpık yürüyüşünden yola çıkıyor. Şimdiki yürüme şeklimizin birçok olasılık arasında bir evrimsel süreç olduğunu ileri sürüyor.

Ancak DeSilva, iki ayak üzerinde dik yürümemizin benzersiz bir evrimsel yol açtığını belirtiyor. Hareket etmekten kurtulmuş olan kollarımız ve ellerimiz, aletler yaratma ve kullanma konusunda daha iyi geliştiler. Ayrıca atalarımız iç organlarımızı rahatça sarmak için kase şeklinde bir leğen kemiği geliştirdiler. Ancak bu düzenleme, özellikle insan bebeklerinin bu anatomik değişimin yarattığı daralmış bir doğum kanalından geçmesi gereken daha büyük kafalara sahip olmaya başlamasıyla doğum yapmayı daha karmaşık hale getirdi. “İki ayak üzerinde hareketimiz, bizi insan yapan birçok benzersiz özelliğe açılan bir kapı oldu” diye devam ediyor.

Kaynak: Science News