Ramazan ayının son günlerine yaklaşıyoruz. Neredeyse 16 saat kadar oruç tutuyoruz. Yani vücudumuza 16 saat besin ve sıvı girişi olmuyor. Ama nasıl oluyor da bu kadar uzun süre aç kalmamıza rağmen vücudumuz dinçleşiyor? Son yıllarda bilim ve teknolojideki ilerlemeler oldu. Bu nedenle sağlık alanında da inanılmaz gelişmeler oldu. Bu gelişmelerle birlikte düzenli açlığın vücutta gösterdiği değişiklikler neler? Uzmanlar bu sorunun cevaplarını araştırıyor. Bulunan sonuçlar ise hayli ilginç. Oruç tutmak vücutta nasıl etkiler yaratır? Cevaplarını uzman görüşlerinden sizler için derledik.
Uzmanlar bu düzenli açlığa yani dini olarak oruç dediğimiz ibadete “Metabolizmanın Yenilenme Süreci” diyor. Yani bedenin aç kaldığı zaman, vücut içerisindeki hataları düzeltmeye başladığını söylüyorlar. Oruç ile birlikte özellikle nikotin ve kafeinin vücuda girmiyor. Bu nedenle beden, bu maddelerin vücutta yaratmış oldukları hasarları tamire başlıyor. Bu temizlik ile birlikte vücuttaki sorunlu hücreler tamir ediliyor.
Uzmanlara göre metabolizma gün içerisinde besinleri sindirmek için enerji harcadığında, vücut bağışıklığı düşer. Sindirim organları bu açlık sırasında rahatlar. Ve kendilerini temizlemeye başlar. Gün içerisinde çok fazla çalışan karaciğer, yine oruç sırasında dinlenmeye geçer. Akyuvarlar sayesinde tamamen hastalıklara odaklanır.
Hücreler yenilenir
Aç kalan hücreler otofaj adı verilen işleme başlar. Otofaj hücre içerisinde kullanılmayan veya ölü proteinlerin atılmasıdır. Böylelikle hücre temiz olacak. Ve otofaj oranının artması ile kansere yakalanma riski azalacaktır.
Kanser riskini azaltır
Kanser, hücrelerin kontrolsüz bir biçimde değişimidir. Hücrelerin kendini yenilemesi ile beraber kanser riski de azalmış olacaktır. Ayrıca araştırmalar kemoterapi gören hastalarda olumlu sonuçlar verdiğini göstermiştir.
Kalp hastalığı önemli bir problem. Sağlıksız beslenme, hareket azlığı gibi sebeplerle kalp hastalığı risk artıyor. Oruç, kalp sağlığı için iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolü arttırıyor. Ve kötü kolesterol olan LDL ve trigliserid oranlarında düşüşe yardımcı oluyor. Yapılan bir araştırmalarda, orucun kalp hastalıkları ve kalp krizine karşı koruyucu bir hormon olan Adiponektin’in seviyesini arttırdığı sonucuna ulaşıldı.
Oruç Tutmak Zihinsel İşlevlere Nasıl Etki Eder
Oruç tutarken fiziksel istekler haliyle azalır. Beyinsel işlemlere daha fazla zaman kalır. Zihinsel düşünme, anlama, öğrenmeye odaklanarak hafızamızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunur. Yapılan çalışmalar yeni sinir hücrelerinin büyümesini arttırabileceğini göstermiştir. Aynı zamanda yetersizliği halinde beyin problemlerine yol açabilen nörotrofik faktör denilen beyin hormonu seviyelerinin artmasına da yardımcı oluyor.
Oksidatif stresi ve inflamasyonu azaltır
Oksidatif stres, yaşlanmanın yanında daha pek çok kronik hastalığa neden olan durumlardan biridir. Yani diyabet, obezite, kanser gibi… Araştırmalar orucun vücudun oksidatif strese karşı direncini arttırdığını gösteriyor. Ayrıca, uzun süreli açlığın inflamatuvar bileşenleri azaltarak birçok hastalığın nedeni olan iltihaplara karşı korunmayı sağlıyor.
Diyabet riskini azaltıyor
Günümüzde en büyük problemlerden biri de diyabet. Teknolojinin gelişimi ile birlikte çalışma koşulları da değişti. Bu nedenle daha az hareket ediyoruz. Ve daha hızlı besleniyoruz. Yani ayaküstü dediğimiz atıştırma yapıyoruz. Beslenme düzeninin bozulmasıyla birlikte diyabet hasta sayısında da önemli artışlar oldu. Yüksek kan şekeri seviyesi ile insülin direnci artar. Eğer oruç tutarken beslenmemize dikkat edersek, kan şekeri seviyemiz önemli derecede azalacak. Böylelikle insülin direnci de azalacak.
“Oruç Tut Sıhhat Bul” sözü demek ki haksız çıkmadı.
